Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak yeni tarım teknikleri gelişiyor. Üretim tekniklerinde yeni buluşlar deneniyor. Tarım ürünlerinin işlenmesinde ve tüketime hazır hale getirilmesinde yeni yöntemler uygulanıyor. Bu arada dünya nüfusu çoğalıyor. Hızlı yaşam koşulları beslenme alışkanlıklarını da değiştiriyor. Sanayinin hızla büyümesi ve doğal kaynakların sorumsuzca kullanılması dünyanın ekolojik dengesini bozuyor. Küresel ısınma beraberinde ciddi yaşamsal sorunlar getiriyor. Doğa artık insana isyan ediyor. Gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakabilmek endişesi gittikçe artıyor. Bütün bu olumsuzluklar bir de, insan sağlığına zarar vermeyecek gıdaların temininde sıkıntılar yaratıyor.
Artık daha fazla geç kalmadan bir şeyler yapılması gerektiğinin farkına varan ülkelerin resmi makamları bir takım yasal düzenlemeler yapmaya başladılar. Sorumluluk duyan ulusal veya uluslararası kuruluşlar da tarımsal üretimin belli kriterlere ve standartlara oturtulması yönünde çalışmalara başladılar. İnsanlar artık, daha bilinçli olarak gıda pazarında güvenli olduğu garanti edilen ürünler aramaya başlamışlardır.
Gıda güvenliği olarak ifade edilen kavram, içinde birçok unsuru barındırmaktadır:
- Gıda maddelerinin doğal olmayan bileşenler içermemesi
- Ya da bu bileşenlerin zararsız veya kabul edilebilir bir seviyede tutulması
- Gıda üretiminde temizlik ve hijyen koşullarına mutlaka uyulması
- Gıdaların çeşitli üretim aşamalarında çevre ile ilişkilere önem verilmesi
- Üretim faaliyetlerinin insanların sağlığı ve refahını ön planda tutması
Avrupa Birliği ülkelerinde faaliyet gösteren perakendeciler de, bu endişelerden yola çıkarak, müşterilerine sundukları ürünlerin güvenli olduğunu ve sürdürülebilir olma prensibine bağlı kalınarak üretildiğini garanti etmek üzere bir araya gelmişler. İnsani duygularla ve doğayı korumak endişesi ile yola çıkan bu grup daha sonra 1997 yılında Avrupa Perakendeciler Ürün Çalışma Grubu’nu kurmuşlardır (Euro Retailer Produce Working Group, EUREP). Bu grup para kazanma amacı gütmeden ve tamamen sosyal sorumluluk duygusu ile hareket ederek çalışmalara başlamıştır. İyi Tarım Uygulamaları kavramı ilk olarak bu çalışmalar sırasında atılmıştır (Good Agricultural Practices, GAP).
Grubun 2001 yılında kendi içinde kurduğu EUREPGAP Teknik ve Standartlar Komitesi, belirledikleri kriterler ve standartlara uygun şekilde üretilen ve ürünün tarlaya ekilmesinden tüketiciye sunulmasına kadar bütün aşamalarının kontrol eden bir sistem oluşturmuş ve bu şekilde tarımsal ürünlerin güvenliğini sağlamaya ve gıda kalitesini yükseltmeye çalışmıştır. Bunun sonucunda da tarım ürünlerinin belirlenen kriter ve standartlara uygunluğunun denetlenmesi ve belgelendirilmesi yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Bu şekilde de İyi Tarım Uygulamaları belgelendirme faaliyetleri başlamıştır.
EUREPGAP Teknik ve Standartlar Komitesi’nin bu çalışmaları kısa sürede dünya üzerinde yayılmış ve her ülke kendi ulusal sistemlerini kurmuşlardır. Örneğin Şili’de ChileGAP, Çin’de ChinaGAP, Japonya’da JGAP bu şekilde ortaya çıkmıştır. Böyle olunca EUREPGAP, 2007 yılında bir karar alarak ismini GLOBALGAP olarak değiştirmiştir.
GLOBALGAP Belgesi, uygulama başladığında ilk olarak yaş meyve ve sebzelerin Avrupa Birliği ülkelerine girişinde bir ön koşul olarak aranmaya başlanmıştır. Bu şekilde bu belge, Avrupa Birliği perakendeci firmalarının tüketicilere sağladığı bir ürün izleme garantisi olmuştur. Tüketiciler, aldıkları herhangi bir tarımsal ürünün, temizlik ve hijyen bakımından riskli olmadığından, üretim aşamalarında çevreye bir zarar verilmediğinden emin olmaktadırlar.
Avrupa Birliği ülkelerine tarımsal ürün ihraç eden kuruluşlar, ürünlerinin istenen koşulları sağladığını perakendeci firmalar aracılığı ile tüketicilere ispat etmek için, bu belgeyi almak zorunda kalmaktadır. GLOBALGAP Belgesi, üretici firmaların gerekli koşulları sağladığını gösteren ve tarafsız ve bağımsız kuruluşlar tarafından verilen bir belgedir. Ürünlerin Avrupa Birliği pazarlarına girebilmesi için zorunlu bir belge mahiyetindedir.
Ülkemizde de aynı anlayış hızla gelişmeye başlamıştır ve bazı büyük perakendeci kuruluşlar, müşterilerine sundukları ürünlerin güvenilirliğini gösteren bir kanıt olarak üreticilerden GLOBALGAP Belgesi olan ürünler talep etmektedirler.
GLOBALGAP sisteminin temel ilkeleri şu şekilde açıklanabilir:
• Tarımsal ürünlerde gıda kalitesini yükseltmek
• Tarımsal üretimin verimliliğini yükseltmek
• Ekolojik dengeyi kollamak ve doğayı korumak
• Doğal kaynakların verimli şekilde kullanılmasını sağlamak
• Bugünün üretim teknolojileri ile geleneksel tarım yöntemlerini harmanlamak
• Üreticilerin, tüketicilerin ve genel olarak toplumun yaşam kalitesini yükseltmek
GLOBALGAP sisteminin belirlediği kriterler ve standartlar, insanların talep ettiği asgari güvenlik koşullarını tespit eden standartlardır. İnsanlar satın aldıkları gıdaların,
• Kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik bakımdan zararlı olmadığından
• Üretici kuruluşların üretim faaliyeti ile çevreye ve doğal dengeye zarar vermediğinden
• Yasal düzenlemelere uygun olarak üretildiğinden ve
• Üretim faaliyetlerinde çalışan kişilerin sağlık ve güvenliklerinin sağlanması konusunda gereken bütün önlemlerin alındığından
emin olmak istemektedirler.
İnsanların bu beklentilerini karşılayabilmek için GLOBALGAP Sistemi, tarım sektöründe bir kalite sistemi olarak geliştirilmiştir. Tarladaki üretime odaklanmıştır ve entegre tarım prensiplerini benimsemiştir. Gıda güvenliği ve kalitesi açısından HACCP Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları Sistemi ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi standartlarına uygundur. Çevre yönetimi açısından ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, iş sağlığı ve güvenliği açısından da OHSAS 18001 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi ile paralellik göstermektedir.
Tarımsal ürün belgelendirme çalışmalarını yürüten firmaların danışmanlık kuruluşlarından biri de TÜRCERT’dir. GLOBALGAP sistemi hakkında daha fazla bilgi almak isteyen ya da GLOBALGAP Belgesi talep eden kuruluşlar için TÜRCERT danışmanlık kuruluşu, her türlü hizmeti vermeye hazırdır.