Ülkemiz, Avrupa Birliği’ne giriş çalışmalarında çok önemli bir adım olan Gümrük Birliği’ne girdikten sonra bunun etkilerini farklı alanlarda ve farklı şekillerde görmeye başlamıştır. Yine de bundan en çok etkilenen sektör sanayi sektörü olmuştur. Avrupa Birliği’nde sanayi mallarının çok büyük bir kısmının üretimi konusunda getirilen standart uygulamaları, bu şekilde ülkemizdeki üretim faaliyetlerini kapsamıştır. Bu durum üretim hızını düşürüyor olsa da getirilen bu standartlar, insan ve hayvan sağlığını korumaya aynı zamanda çevrenin korunmasına yöneliktir. Ancak tüketiciyi koruma gayretlerinin yanında, ürünlerin niteliği arttığı için üretici firmalar açısından standartların üstüne çıkmak, geleceğin ürünlerini ortaya çıkarmak ve rekabet avantajı yaratmak açısından son derece önemlidir. Firmaların rekabet gücü artmakta ve bunun sürekliliği sağlanmaktadır.
Avrupa Birliği’nin temel özelliği, ürünlerin serbest dolaşımını sağlamaktır. Bunu sağlamak için de ticaretteki engellerin kaldırılması, karşılıklı tanıma ilkelerinin belirlenmesi ve teknik uyum çalışmaları yapılmaktadır. Bu uyum çalışmaları içinde ürünlere CE etiketinin konulması da bulunmaktadır.
Ülkemiz 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşması ile, Avrupa Birliği ile aramızda sanayi ürünlerini kapsayan bir gümrük birliği kurmuş olmaktadır. 1985 yılında Avrupa Birliği tarafından uygulamaya konulan Yeni Yaklaşım programı, toplu uyum gerektiren Kalsik Yaklaşım programı ile, ticarette ülkelerin birbirlerinin yasal düzenlemelerini tanımalarını içeren ve tam serbestliğe dayanan anlayışın arasında yer alan bir sistemdir.
Yeni Yaklaşım programında, birbirine benzeyen ürünler belli gruplara ayrılmış ve tek bir grupta toplanmıştır. Bu şekilde bir teknik doküman hazırlanmış, temel gerekler tespit edilmiş ve insan sağlığı, hayvan ve bitki sağlığı, can ve mal güvenliği, çevrenin ve tüketicinin korunması ilke edinilmiştir. Bu şekilde hazırlanan direktiflerin üye ülkeler tarafından uyumlaştırılması istenmiştir.
Yeni Yaklaşım programının temel ilkelerine bakıldığında, CE Belgesi’nin bir kuruluşa neler katabileceği de ortaya çıkmış olacaktır.
Bir kere Yeni Yaklaşım Direktifleri’nin yasal düzenlemelere uyum çalışmaları, serbest dolaşıma girecek ürünlerin sadece temel gereklerini karşılamasını kapsamaktadır. Ürünlere ilişkin olarak bu direktiflerde açıklanan temel özellikler, çıkarılan yasal düzenlemeler ile belirlenen kriterler ve standartlar içinde yer almaktadır. Ancak üretici firmaların bu uyumlaştırılmış standartları veya diğer standartları uygulamak zorunluluğu yoktur. Üretici firmalar her zaman diğer teknik belgelere de başvurabilir. Bir ürün uyumlaştırılmış standartlara uygun üretilmişse, direktiflerde açıklanan temel gerekleri yerine getirmiş demektir.
Bu şekilde üretici firmaların, düşük riskli ürünlerde kendilerinin, yüksek riskli ürünlerde onaylanmış bir kuruluşun kararına istinaden, ürünlerine koydukları CE etiketi önemli bir rekabet avantajı kazandıracaktır.
TÜRCERT belgelendirme kuruluşu sadece belgelendirme çalışmaları yapmamakta, bunun yanında çeşitli muayene ve test çalışmaları gibi teknik hizmetler de vermektedir. Bu nedenle, CE etiketinin ne olduğu ve bir kuruluşa neler katabileceği konularında daha fazla bilgi almak istenirse, TÜRCERT belgelendirme kuruluşunun deneyimli yönetici ve çalışanları her zaman yanınızda olacaktır.